17 Eylül 2010 Cuma

Bak Postacı Geliyor ...


Bir sürü kutu durur orada. Üzerlerinde sırayla numaralar, mutsuz kutular. Eski günleri hatırlarlar. Şimdi sadece faturalara ev sahipliği yaparken, sıkıntılı suratlardan sıkılmışlar…
Evet, bu haftaki performansımız mektuplarla ilgili. Hala sakladığımız, üzerinde artık içinde olmadığımız, çocukluk anılarımızla dolu evlerin adresleri yazılı mektuplar… Ya da bazen simli bazen ayıcıklı, manzaralı kartlar, her yolculuğa gidildiğinde o şehirden atılanlar. 
Bugün biz, kutularımızda sakladığımız zarfları açtık, geçmişi yad ettik, gülümsedik, hatırladık, sonra şu fotoğrafta gördüğünüz şeyi yaptık... :)
Şimdi biz size “teknoloji iyi de ama şöyle de böyle de….” gibi bir yazı mı yazsaydık yani. Hiç gerek yok… Biz hatırladık, sadece hatırlamanız yeterli sizin de. Silinemeyecek mektuplar atın sevdiklerinize. Ya da sadece birkaç basit cümle yazan kartlar. Biz Hayat’la birbirimize attık bugün kart, hem de pullusundan. :) Siz de yapın, gülümsetin, iz bırakın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder